Bilgi İçeriği
Salavat: Vesveselerden Arınmanın Anahtarı - Muhammed İbnü’l-Fakih’in Faziletli Salavatı Salavatlar, İslam dünyasında önemli bir yere sahiptir. Efendimiz Muhammed (s.a.v)'e yöneltilen dualar ve salavatlar, Müslümanlar için önemli bir ibadet kaynağıdır. Bu sebeple birçok farklı salavat bulunmaktadır ve her birinin kendine özgü faydaları vardır. Ancak Fas ulemâsından İbnü’l-Fakîh lakabıyla meşhur olan Seyyid Ebû Abdillâh Muhammed’in lisân-ı şerîfinden düşmeyen salavâtı, vesveselerden arınmanın anahtarı olarak kabul edilir.ÇOK FAZİLETLİ BİR SALEVAT-I ŞERÎFEMuhterem okurlarım! Sizlere arz etmek istediğim salevât-ı şerîfe Fas ulemâsından İbnü'l-Fakîh lakabıyla meşhur olan Seyyid Ebû Abdillâh Muhammed (Kuddise Sirruhů)nun lisân-ı şerîfinden hiç düşmeyen kıymetli bir salevâttır ki vesvese ve karışık düşüncelerden kurtuluş, ince anlayışa sahip olmak, gizli ve kapalı mevzuları keşfetmek için çok faydalıdır.Bu zat zâhirî ve bâtınî ilimlerde zirveye noktaya ulaşmış nazîri nâdir olan evliyâ-i kirâmdandır ve tasavvuf ilmindeki en derin hakîkat ehlindendir.Zamanındaki ulemâ onun için: "Bu zâtın ruhunun semâvatta kaybolması, yerde bulunmasından daha çoktur" diye onun makamının yüceliğini itiraf etmişlerdir. Hatta kendisi: "Semâvattaki yolları yerdekilerden daha iyi biliyorum" diyerek kendi makamını tavsif etmiştir.Yine böylece Kāsim ibni Rahmûn (Kuddise Sirruhů): "Muhammed ibnü'l-Fakîh vefat ettiğinden beri semâdan haber alamaz olduk (mânevî yollarımız kapandı)" diyerek bu zâtin mânevî mertebesini îzah etmiştir.Bu zâtın dilinden hiç düşürmediği ve bu yüce makamlara ulaşmasına vesile olan salevât-ı şerîfe şudur:[myalert]«اللَّهُمَّ صَلَّ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ صَلَاةً تُخْرِجُنَا بِهَا مِنْ ظُلُمَاتِ الْوَهْمِ، وَتُكْرِمُنَا بِنُورِ الْفَهْمِ، وَتَكْشِفُ مَا خَفِيَ وَأَبْهِمَ.»[/myalert][myalert1]Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî salâten tuhricunâ bihâ min zulumâtil vehm. Ve tukrimunâ bi nûril fehm. Ve tekşifu mâ hafiye ve übhim.[/myalert1][myalert2]"Ey Allâh! Efendimiz Muhammed'e ve onun âline öyle bir salât eyle ki, o salât ile bizi vehm (kalbe gelen yanlış düşünceler)in karanlıklarından çıkarasın, bize (doğru) anlayış nûrunu ikram edesin ve ka- panan ve gizlenen (mânevî sırlar nevinden olan) şeyleri (bizim için) açasın.”[/myalert2](Muhammed ibni Ca'fer ibni İdrîs el-Kettânî, Selvetü'l-enfâs ve muhâdesetü'l-ekyôs bi men ukbira mine 'l-ulemâi ve 's-sulehâi bi Fâs, no:296, 1/331-333)[SHORT]Salavat: Vesveselerden Arınmanın Anahtarı - Muhammed İbnü’l-Fakih’in Faziletli Salavatı Salavatlar, İslam dünyasında önemli bir yere sahiptir. Efendimiz Muhammed (s.a.v)'e yöneltilen dualar ve salavatlar, Müslümanlar için önemli bir ibadet kaynağıdır. Bu sebeple birçok farklı salavat bulunmaktadır ve her birinin kendine özgü faydaları vardır. Ancak Fas ulemâsından İbnü’l-Fakîh lakabıyla meşhur olan Seyyid Ebû Abdillâh Muhammed’in lisân-ı şerîfinden düşmeyen salavâtı, vesveselerden arınmanın anahtarı olarak kabul edilir. İbnü’l-Fakîh, zâhirî ve bâtınî ilimlerde zirveye ulaşmış bir evliyadır ve tasavvuf ilmindeki en derin hakîkat ehlindendir. Salavât-ı şerîfesi de bu yüce makamlara ulaşmasına vesile olan ve vesveselerden arınmayı sağlayan bir salavattır. Salavatı şöyledir: “Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî salâten tuhricunâ bihâ min zulumâtil vehm. Ve tukrimunâ bi nûril fehm. Ve tekşifu mâ hafiye ve übhim.” “Ey Allâh! Efendimiz Muhammed’e ve onun âline öyle bir salât eyle ki, o salât ile bizi vehm (kalbe gelen yanlış düşünceler)in karanlıklarından çıkarasın, bize (doğru) anlayış nûrunu ikram edesin ve kapalan ve gizlenen (mânevî sırlar nevinden olan) şeyleri (bizim için) açasın.” Bu salavat, vehm olarak adlandırılan ve kişiyi yanıltan, karışık düşüncelerden arınmaya ve ince anlayışa sahip olmaya yardımcı olur. Ayrıca gizli ve kapalı mevzuları keşfetmek için de faydalıdır. Salavât-ı şerîfeler, İslam dünyasında çok faziletli kabul edilir. Bunun sebebi ise Allah’ın sevgili peygamberi Hz. Muhammed’e yöneltilen duaların, Allah katında çok kıymetli olduğuna inanılmasıdır. Bu yüzden, her Müslüman’ın hayatında salavatların önemi büyüktür. İbnü’l-Fakîh’in salavatı, vesveselerden arınmak isteyenler için bir anahtar niteliği taşır. Bu salavatı, günde üç kere okumak, kişinin gönül huzurunu sağlamaya Salavatın İnsana Kazandırdıkları Nelerdir? Salavatın birçok faydası vardır. Öncelikle, kalplerimizdeki vesveseleri, şüpheleri, endişeleri ve yanıltıcı düşünceleri yok eder. Bu sayede kalplerimiz sadece Allah’a yönelir ve O’nun yolunda ilerlemeye devam ederiz. Ayrıca, salavat okumak, ince anlayışa sahip olmamıza yardımcı olur. İslam’ın temel prensiplerini, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in hayatını ve davranışlarını daha iyi anlamamızı sağlar. Bu da bizim dinimizi daha iyi öğrenip yaşamamıza ve Allah’a daha yakın olmamıza yardımcı olur. Salavatın bir diğer önemli faydası ise bize huzur, mutluluk ve barış hissi vermesidir. Salavat okumak, insanın iç dünyasını temizler ve Allah’ın rızasını kazanmaya çalıştığına dair güçlü bir inanç hissi oluşturur. Ayrıca, salavat okumanın sevabı da büyüktür. Hadislerde geçtiği gibi, her bir salavat okuyuşumuzda bize birçok sevap kazandıran bu güzel ibadeti günde üç kere okuyarak her gün birçok sevap kazanabiliriz. Sonuç olarak, salavatın birçok faydası vardır ve düzenli olarak okumak insanı Allah’a yakınlaştırır, kalplerdeki vesveseleri giderir, ince anlayışa sahip olmamızı sağlar, huzur ve mutluluk hissi verir ve sevap kazandırır. Bu nedenle, her Müslüman’ın düzenli olarak salavat okuması ve bu güzel ibadeti hayatına dahil etmesi önerilir. Vesveselerden Arınmanın Anahtarı: Salavât-ı Şerîfe ve İnce Anlayış Fas ulemâsından İbnü’l-Fakîh lakabıyla meşhur olan Seyyid Ebû Abdillâh Muhammed (Kuddise Sirruhû)’nun lisân-ı şerîfinden hiç düşürmediği kıymetli bir salavât, vesvese ve karışık düşüncelerden kurtuluş, ince anlayışa sahip olmak ve gizli kapalı mevzuları keşfetmek için çok faydalıdır. Bu zât, zâhirî ve bâtınî ilimlerde zirveye ulaşmış, nadir olan evliyâ-i kirâm arasında yer almakta ve tasavvuf ilmindeki en derin hakikat ehlidir. Zamanındaki ulemâ, onun için “Bu zâtın rûhunun semâvatta kaybolması, yerde bulunmasından daha çoktur” diye O’nun makamının yüceliğini itiraf etmişlerdir. Hatta kendisi: “Semâvattaki yolları yerdekilerden daha iyi biliyorum” diyerek kendi makamını tavsif etmiştir. Kâsım ibni Rahmûn (Kuddise Sirruhû) de: “Muhammed ibnü’l-Fakîh vefat ettiğinden beri semâdan haber alamaz olduk (mânevî yollarımız kapandı.)” diyerek bu zâtın mânevî mertebesini açıklamıştır. Bu zâtın dilinden hiç düşürmediği ve yüce makamlara ulaşmasına vesîle olan salavât-ı şerîfe şu şekildedir: “Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî salâten tuhricunâ bihâ min zulumâtil vehm. Ve tukrimunâ bi nûril fehm. Ve tekşifu mâ hafiye ve übhim.” “Ey Allah! Efendimiz Muhammed’e ve onun âline öyle bir salât eyle ki, o salât ile bizi vehm (kalbe gelen yanlış düşünceler)in karanlıklarından çıkarasın, bize (doğru) anlayış nûrunu ikram edesin ve kapalı ve gizli mevzuları açasın.” Kaynak olarak Muhammed ibni Ca’fer ibni İdrîs el-Kettânî’nin Selvetü’l-enfâs ve muhâdesetü’l-ekyâs bi men ukbira mine’l-ulemâi ve’s-sulehâi bi Fâs eserinden yararlanılmıştır. Bu salavât, vesveselerden arınmak ve ince anlayışa sahip olmak isteyenler için en uygun yoldur. Salavât okunması, Allah’ın rızasını kazanmak için yapılması gereken ön İşte bu salavât-ı şerîfe, kalplerimize nur ve hikmet, zihinlerimize ferahlık ve anlayış, hayatımıza da bereket ve rahmet getirecek bir duadır. Bu salavâtın, insanın iç dünyasındaki vesveselerden arınmasına ve kalbinin Allah’a yaklaşmasına vesile olduğuna inanılır. Söz konusu salavât, Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in de sıklıkla okuduğu bir duadır. Hadislerde de geçen bu salavât, Hz. Muhammed’in (s.a.v) âline yönelik bir dua olarak bilinir. İbnü’l-Fakîh tarafından aktarılan bu salavâtın, insanın iç dünyasında huzur ve dinginlik sağladığı, zihin açıklığı ve ferahlığı getirdiği ve kalpteki vesveselerden kurtulmaya yardımcı olduğu inanılır. Bu salavât, zâhirî ve bâtınî ilimlerde zirveye ulaşmış olan Seyyid Ebû Abdillâh Muhammed’in (Kuddise Sirruhů) dilinden hiç düşürmediği bir duadır. Kendisi, tasavvuf ilmindeki en derin hakikat ehli olarak kabul edilir. Zamanındaki ulemâ, onun ruhunun semâvatta kaybolması, yerde bulunmasından daha çok olduğunu ifade etmiştir. Bu salavât, sadece vesveselerden kurtulmakla kalmaz, aynı zamanda ince anlayışa sahip olmak ve gizli kapalı mevzuları keşfetmek için de faydalıdır. İnsanı zihnî ve mânevî anlamda arındıran bu salavât, her gün okunması gereken mübarek bir duadır. Sonuç olarak, Salavat-ı Şerîfe’nin insanın iç dünyasında huzur ve ferahlık sağladığı, zihin açıklığı ve anlayış getirdiği, vesveselerden kurtulmaya yardımcı olduğu inanılan mübarek bir duadır. Her gün okunması tavsiye edilen bu salavât, Seyyid Ebû Abdillâh Muhammed’in dilinden hiç düşürmediği, manevî mertebelerine ulaşmasına vesile olan bir duadır. Bu salavâtın okunmasıyla, insanın kalbindeki vesveselerden arınarak, Allah’a yakınlaşması ve hayatında bereket ve rahmetin artması mümkündür.[/SHORT]