Gazneli Mahmud’un Salavatı – Cübbeli Ahmet Hoca

 

Bilgi İçeriği

Gazneli Mahmud'un Salavatı - Cübbeli Ahmet Hoca

Salavat-ı şerif, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ismini anarak ona salât ve selam göndermek anlamına gelir. Gazneli Mahmud’un bu uyarısı, sadece bir kişinin dualarının çokluğunun değil, kalbin samimiyeti ve içtenliğinin önemini vurgular. Salavat-ı şerif, Müslümanlar arasında yaygın bir şekilde okunan ve sevap kazandıran bir ibadettir. Bu salavat, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şefaatine nail olmak ve Allah’ın rahmetine erişmek isteyen Müslümanlar tarafından okunur.HİNDİSTAN'A 17 KERE SEFER DÜZENLEYEN BÜYÜK İSLAM KOMUTANI GAZNELİ MAHMUD'A, RASULULLAH (Sallallahu Aleyhi ve sellem)İN RÜYASINDA ÖĞRETTİĞİ VE HER BİRİ YÜZ BİN SALÁTA DENK OLAN ÇOK KIYMETLİ BİR SALEVAT-I ŞERİFERivayet edildiğine göre; Sultan Gazneli Mahmut (Rahimehullah) sultanlığının ilk yillarında sabah namazından sonra oturup üç yüz bin salevât okurdu. Bu sırada insanlar onun kapısının önünde dertlerini anlatmak için beklemekten usanıp yorulurlar ve böylece devlet işleri aksardı. Bu durum giderek içinden çıkılmaz bir hal alınca rüyasında Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve sellem)i gördü, Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve sellem) ona:«مَا هَذَا التَّطْوِيلُ الَّذِي تُطَوّلُهُ عَلَى النَّاسِ حَتَّى يَضْجَرَ الضُّعَفَاءُ وَذَوُو الْحَاجَاتِ مِنَ الْقُعُودِ عَلَى بَابِكَ وَالْانْتِظَارِ ؟!»"Zayıf kimseler ve ihtiyaç sahipleri kapında seni beklerken oturmaktan sıkılıp bunalacak kadar neden insanları uzun süre bekletiyorsun?!" buyurdu.Bunun üzerine Sultan Mahmud (Rahimehullâh): "Ya Rasûlellâh! Sabah namazından sonra sana mâlum (300 bin) salevâtı okumak için oturuyorum ve bitirmeden de kalkmiyorum" diye cevap verince Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve sellem) ona:«إِنَّ هَذَا يَشُقُّ عَلَى الضُّعَفَاءِ وَأُولى الْحَاجَاتِ، وَلَكِنْ أُعَلِّمُكَ صَلَاةً مُخْتَصَرَةً؛ كُلُّ وَاحِدَةٍ مِنْهَا بِمِائَةِ أَلْفِ تَقْرَؤُهَا ثَلَاثَ مَرَّاتٍ فَتِلْكَ ثَلَاثُمِائَةِ أَلْفِ، ثُمَّ تَخْرُجُ لِمَصَالِحِ الْمُسْلِمِينَ فَيَحْصُلُ أَجْرُ تِلْكَ الصَّلَوَاتِ وَأَجْرُ نَفْعِ الْمُسْلِمِينَ وَالْمُسَاعَدَةِ فِي قَضَاءِ حَوَائِجِهِمْ.»"Şüphesiz bu yaptığın, zayıf kimselere ve ihtiyaç sahiplerine ağır geliyor. Ama ben sana kısa bir salevât öğreteyim ki, onun bir tanesi yüz bin salâta denktir. Sen de bu salâtı üç kere okursun, işte bu, üç yüz bin salevât (a denk olacak)tır.Sonra Müslümanların menfaatine olan işlerin için (mescitten) çıkarsın, böylece senin için hem o (okuyacak olduğun bütün) salâtların ecri, hem de Müslümanlara fayda vermenin sevabı ve onların işlerinin hallolması hususunda onlara yardım etmenin mükâfâtı hâsıl olacaktır" buyurdu.O da bunu kendine vazife edinerek buna devam etti ve yine Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve sellem)i rüyasında gördü. Bu sefer ona:مَاذَا فَعَلْتَ حَتَّى أَثْعَبْتَ الْمَلَائِكَةَ فِي كِتَابَةِ ثَوَابِكَ؟"(Ey Mahmud!) Sen ne yaptın da sevabını yazmakta melekleri bile yordun?" deyince, o: "(Yâ Rasûlellâh!) Ben hiç kimseden bir şey öğrenmedim, sadece senin bana öğretmiş olduğun salevâtı okuyorum, işte o da şudur" diyerek aşağıdaki salevâti nakletmiştir:[myalert]«اللَّهُمَّ صَلِّ وَسَلّمْ عَلى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ رَحْمَةِ اللَّهِ، اَللَّهُمَّ صَلِّ وَسَلَّمْ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ فَضْلِ اللَّهِ، اَللَّهُمَّ صَلَّ وَسَلَّمْ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ خَلْقِ اللَّهِ، اَللَّهُمَّ صَلِّ وَسَلَّمْ عَلَى سَيّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ مَا فِي عِلْمِ اللَّهِ، اَللَّهُمَّ صَلَّ وَسَلَّمْ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ كَلِمَاتِ اللَّهِ، اَللَّهُمَّ صَلِّ وَسَلَّمْ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ كَرَمِ اللَّهِ، اَللَّهُمَّ صَلَّ وَسَلّمْ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ حُرُوفِ كَلَامِ اللَّهِ، اَللَّهُمَّ صَلِّ وَسَلَّمْ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ قَطْرِ الْأَمْطَارِ، اَللَّهُمَّ صَلَّ وَسَلَّمْ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ وَرَقِ الْأَشْجَارِ، اَللَّهُمَّ صَلَّ وَسَلَّمْ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ رَمْلِ الْقِفَارِ، اَللَّهُمَّ صَلَّ وَسَلَّمْ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ الْحُبُوبِ وَالثَّمَارِ، اَللَّهُمَّ صَلِّ وَسَلّمْ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ مَا أَظْلَمَ عَلَيْهِ اللَّيْلُ وَأَشْرَقَ عَلَيْهِ النَّهَارُ، اَللّهُمَّ صَلّ وَسَلّمْ عَلى سَيّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ مَنْ صَلَّى عَلَيْهِ، اَللّهُمَّ صَلّ وَسَلّمْ عَلى سَيّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ مَنْ لَمْ يُصَلَّ عَلَيْهِ، اَللّهُمَّ صَلَّ وَسَلّمْ عَلى سَيّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ أَنْفَاسِ الْخَلَائِقِ، اَللّهُمَّ صَلَّ وَسَلّمْ عَلى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ نُجُومِ السَّمَاوَاتِ، اَللَّهُمَّ صَلَّ وَسَلّمْ عَلى سَيّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ كُلَّ شَيْءٍ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ، وَصَلَوَاتُ اللهِ تَعَالَى وَمَلَائِكَتِهِ وَأَنْبِيَائِهِ وَرُسُلِهِ وَجَمِيعِ خَلْقِهِ عَلَى سَيِّدِ الْمُرْسَلِينَ وَإِمَامِ الْمُتَّقِينَ وَقَائِدِ الْغُرِ الْمُحَجَّلِينَ وَشَفِيعِ الْمُذْنِبِينَ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَأَصْحَابِهِ وَأَزْوَاجِهِ وَذُرِّيَّتِهِ وَأَهْلِ بَيْتِهِ وَالْأَئِمَّةِ الْمَاضِينَ وَالْمَشَايِخِ الْمُتَقَدِّمِينَ وَالشُّهَدَاءِ وَالصَّالِحِينَ وَأَهْل طَاعَتِكَ أَجْمَعِينَ مِنْ أَهْلِ السَّمَاوَاتِ وَأَهْل الْأَرَضِينَ بِرَحْمَتِكَ يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ يَا أَكْرَمَ الْأَكْرَمِينَ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ.[/myalert] [myalert2]"Ey Allâh! Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in âline Allâh'ın (sonsuz) rahmeti adedince salât-ü selâm eyle. Ey Allâh! Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in âline Allâh'ın (nihayetsiz) fazlı (lütfu) adedince salât-ü selâm eyle. Ey Allâh! Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in âline Allâh'ın (sayısını ancak kendisinin bileceği) mahlukatı (yaratıkları) adedince salât-ü selâm eyle. Ey Allâh! Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in âline Allâh'ın ilmindekiler adedince salât-ü selâm eyle. Ey Allâh! Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in âline (yedi deniz mürekkep, bütün dünyanın ağaçları da kalem olsalar, yazıp bitiremeyecekleri kadar çok olan) Allâh'ın kelimeleri adedince salât-ü selâm eyle. Ey Allâh! Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in âline Allâh'ın (hadsiz-sınırsız) keremi (iyilikleri) adedince salât-ü selâm eyle. Ey Allâh! Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in âline Allâh'ın kelâmının harfleri adedince salât-ü selâm eyle. Ey Allah! Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in âline yağmurların damlaları adedince salât-ü selâm eyle. Ey Allâh! Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in âline ağaçların yaprakları adedince salât-ü selâm eyle. Ey Allâh! Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in âline çöllerin kumları adedince salât-ü selâm eyle. Ey Allâh! Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in âline hubûbât (dâneler-tohumlar) ve meyveler adedince salât-ü selâm eyle. Ey Allâh! Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in âline gecenin üzerini kararttığı ve gündüzün üzerini aydınlattığı şeyler adedince salât-ü selâm eyle. Ey Allâh! Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in âline ona salât edenler adedince salât-ü selâm eyle. Ey Allâh! Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in âline ona salât etmeyenler adedince salât-ü selâm eyle. Ey Allâh! Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in âline mahlûkatının nefesleri adedince salât-ü selâm eyle. Ey Allâh! Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in âline göklerdeki yıldızlar adedince salât-ü selâm eyle. Ey Allâh! Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in âline dünyadaki ve âhiretteki her şey adedince salât-ü selâm eyle. Allâh-u Te'âlâ'nın, meleklerinin, nebîlerinin, rasullerinin ve Allâh'n bütün mahlukatının salâtları; (Allâh tarafından) gönderilmiş peygamberlerin Efendisi, müttakîlerin imami, (kıyamet günü) abdest uzuvlarının beyazlığından tanınacak ümmetin önderi ve günahkârların şefaatçisi olan Efendimiz Muhammed'in, onun âlinin, sahâbesinin, (pak olan) eşlerinin, zürriyetinin, Ehl-i Beyti'nin, geçmiş imamların, evvelki meşâyıhın, şehitlerin, sâlihlerin, yer ve gök ehlinden (ey Allah!) Sana itaat edenlerin hepsinin üzerine olsun.Ey acıyanların en merhametlisi! Ey keremlilerin en iyilik severi! (Rahmetinle dualarımızı ve salâtlarımızı kabul eyle.) Âmin! (Dualarımızın sonuda diyeceğimiz şudur ki) bütün hamdler Allâh-u Te'âlâ'ya mahsustur."[/myalert2][meta_gallery_carousel]  [myalert3](Hâmid ibni 'Alevî ibni Tâhir el-Haddâd, el-Hediyyetü's-seniyye fi's-salâti 'alâ Hayri'l-beriyye)[/myalert3][SHORT]“Ey Gazneli Mahmud, senin yüz bin salevâtın, benim bir salevâtım kadar kıymetlidir” dedi. Bu uyarı üzerine Sultan Gazneli Mahmut, her sabah namazından sonra artık sadece bir salevât-ı şerif okumaya başladı. Bugün Cübbeli Ahmet Hoca tarafından da sıklıkla okunan bu salavat-ı şerife, Müslümanlar arasında çok kıymetli bir yere sahiptir. Salavat-ı şerif, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ismini anarak ona salât ve selam göndermek anlamına gelir. Gazneli Mahmud’un bu uyarısı, sadece bir kişinin dualarının çokluğunun değil, kalbin samimiyeti ve içtenliğinin önemini vurgular. Salavat-ı şerif, Müslümanlar arasında yaygın bir şekilde okunan ve sevap kazandıran bir ibadettir. Bu salavat, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şefaatine nail olmak ve Allah’ın rahmetine erişmek isteyen Müslümanlar tarafından okunur. Sonuç olarak, Sultan Gazneli Mahmut’un salavat-ı şerif öğrenmesi ve her sabah sadece bir salavat okuması, Müslümanlar arasında bu ibadetin önemini vurgulamıştır. Salavat-ı şerif, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şefaatine nail olmak ve Allah’ın rahmetine erişmek isteyen Müslümanlar tarafından okunmalıdır. Her Müslüman’ın kalbinde bu güzel ibadetin yer alması, manevi dünyamızı güçlendirecektir. “Ey Mahmud! Senin yüz bin salevâtın, benim bir salevâtım kadar kıymetlidir. Bu nedenle, bundan sonra sadece bir salevât-ı şerif okuman yeterlidir” buyurdu. Bu olay, Sultan Mahmud’un maneviyatına ve ibadet hayatına büyük etki etti. Her sabah namazından sonra sadece bir salevât-ı şerif okuyan Sultan Mahmud, artık insanları uzun süre bekletmeyerek devlet işlerine daha fazla vakit ayırabiliyordu. Bugün de Müslümanlar arasında çok kıymetli bir yere sahip olan salavat-ı şerif, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ismini anarak ona salât ve selam göndermek anlamına gelir. Salavat-ı şerif, insanların maneviyatını güçlendiren ve Allah’ın rahmetine erişmelerine yardımcı olan bir ibadettir. Sonuç olarak, Sultan Mahmud’un Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tavsiyesi üzerine sadece bir salevât-ı şerif okuması, insanların manevi dünyalarına etki etmiştir. Salavat-ı şerif, Müslümanlar arasında yaygın bir şekilde okunan ve sevap kazandıran bir ibadettir. Her Müslüman’ın kalbinde bu güzel ibadetin yer alması, manevi dünyamızı güçlendirecektir. “Ey Mahmud! Senin üç kere okuduğun salavat-ı şerif, benim bir salavatım kadar kıymetlidir. Her Müslüman’ın kalbinden bu güzel ibadeti eksik etmemesi, manevi dünyalarını güçlendirmelerine yardımcı olur” buyurdu. Sultan Mahmud’un bu öğreti üzerine, artık sabah namazından sonra üç kere salavat-ı şerif okuyarak işlerine devam etti. Bu güzel ibadet, Müslümanlar arasında yaygın bir şekilde okunan ve sevap kazandıran bir ibadettir. Salavat-ı şerif, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şefaatine nail olmak ve Allah’ın rahmetine erişmek isteyen Müslümanlar tarafından okunur. Salavat-ı şerif okumanın manevi açıdan birçok faydası vardır. Bu ibadet, insanların kalplerindeki imanı güçlendirerek Allah’a yakınlaşmalarına yardımcı olur. Salavat-ı şerif, aynı zamanda insanların Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) örnek hayatını daha yakından tanımalarına ve ona benzemelerine yardımcı olur. Sonuç olarak, Sultan Mahmud’un Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) öğretisi üzerine sadece üç kere salavat-ı şerif okuması, Müslümanlar arasında bu güzel ibadetin önemini vurgulamıştır. Salavat-ı şerif, manevi dünyamızı güçlendiren ve Allah’ın rahmetine erişmemize yardımcı olan bir ibadettir. Her Müslüman’ın kalbinde bu güzel ibadetin yer alması, manevi dünyamızı güçlendirecektir. “Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve nebiyyike ve rasûlike’ ve salli alâ âli Muhammed. Kema sallayte alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd. Allâhümme bârik alâ Muhammedin abdike ve nebiyyike ve rasûlike ve bârik alâ âli Muhammed. Kema bârakte alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd.” Bu salavat-ı şerif, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) salât ve selam göndermek için okunan en kıymetli dualardan biridir. Bu salavatın okunması, insanların manevi dünyasını güçlendirerek Allah’ın rahmetine erişmelerine yardımcı olur. Sultan Mahmud’un Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tavsiyesi üzerine okuduğu bu salavat-ı şerif, Müslümanlar arasında büyük bir öneme sahiptir. Her Müslüman’ın kalbinde bu güzel ibadetin yer alması, manevi dünyamızı güçlendirecektir. Sonuç olarak, Sultan Mahmud’un Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) öğretisi üzerine okuduğu bu kıymetli salavat-ı şerif, insanların manevi dünyalarını güçlendirerek Allah’ın rahmetine erişmelerine yardımcı olur. Bu güzel ibadet, her Müslüman’ın kalbinde yer almalıdır. Salavat-ı şerif, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şefaatine nail olmak ve Allah’ın rahmetine erişmek isteyen Müslümanlar tarafından okunmalıdır. Gazneli Mahmud, Hindistan’a yaptığı 17 seferle İslam’ın yayılmasında büyük rol oynayan önemli bir komutandır. Sultan Mahmud, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) rüyasında öğrettiği kıymetli bir salavat-ı şerif okumakla meşhurdur. Sultan Mahmud, sabah namazından sonra üç yüz bin salavat okurdu ve insanlar bu nedenle kapısında uzun süre beklemek zorunda kalırdı. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Sultan Mahmud’a daha kısa ama değeri yine yüksek olan bir salavat-ı şerif öğretmiştir. Bu kıymetli salavat-ı şerif, “Ey Allâh! Efendimiz Muhammed’e ve Efendimiz Muhammed’in âline Allâh’ın (sonsuz) rahmeti adedince salât-ü selâm eyle” şeklindedir. Bu salavat, her biri yüz bin salavata denk olan üç defa okunursa, toplamda üç yüz bin salavata denk gelir. Bu salavat-ı şerif, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) salât ve selam göndermek için okunan en kıymetli dualardan biridir. Sultan Mahmud, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tavsiyesi üzerine bu salavat-ı şerifi okumaya başladı ve bu sayede hem manevi dünyasını güçlendirdi hem de Müslümanlara fayda sağlamak için daha fazla zaman ayırabildi. Bu salavat-ı şerif, Müslümanların manevi dünyasını güçlendirmek için her Müslüman tarafından okunabilir. Bu güzel ibadet, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şefaatine nail olmak ve Allah’ın rahmetine erişmek isteyen Müslümanlar tarafından okunmalıdır. Ünlü İslam komutanı Gazneli Mahmud, Hindistan’a yaptığı 17 seferle İslam’ın yayılmasında büyük rol oynamış bir kişilik olarak tarihe geçmiştir. Ancak, sadece askeri başarılarıyla değil, manevi yönüyle de dikkat çekmiştir. Mahmud’un manevi yönüyle ilgili olarak bilinen en önemli özelliklerinden biri, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) rüyasında kendisine öğrettiği kıymetli bir salavat-ı şerif okumasıdır. Bu salavat-ı şerif, Hz. Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in rüyasında Mahmud’a öğrettiği bir salavat-ı şeriftir. Salavat-ı şerif, “Ey Allâh! Efendimiz Muhammed’e ve Efendimiz Muhammed’in âline Allâh’ın (sonsuz) rahmeti adedince salât-ü selâm eyle” şeklindedir. Bu salavat, her biri yüz bin salavata denk olan üç defa okunursa, toplamda üç yüz bin salavata denk gelir. Bu salavat-ı şerif, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) salât ve selam göndermek için okunan en kıymetli dualardan biridir. Sultan Mahmud, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tavsiyesi üzerine bu salavat-ı şerifi okumaya başladı ve bu sayede hem manevi dünyasını güçlendirdi hem de Müslümanlara fayda sağlamak için daha fazla zaman ayırabildi. Bu salavat-ı şerif, Müslümanların manevi dünyasını güçlendirmek için her Müslüman tarafından okunabilir. Bu güzel ibadet, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şefaatine nail olmak ve Allah’ın rahmetine erişmek isteyen Müslümanlar tarafından okunmalıdır. Cübbeli Ahmet Hoca da, Gazneli Mahmud’un salavat-ı şerifi hakkında önemli bilgiler veren bir İslami alimdir. Hoca, bu salavatın önemine dikkat çeker ve Müslümanların manevi dünyalarını güçlendirmeleri için bu salavatı okumaları gerektiğini vurgular. Ancak, Cübbeli Ahmet Hoca’nın da dikkat çektiği gibi, salavat-ı şerifin okunması kadar önemli olan bir diğer konu da salavatın anlamının anlaşılmasıdır. Salavat-ı şerif, sadece sözlerin tekrarlanması Bu durumda, her sabah namazından sonra üç yüz bin salavat okumaya devam eden Sultan Mahmud’un önünde bekleyenlerin sayısı daha da arttı. Ancak bir gün Sultan Mahmud, Rasulullah’ın rüyasında kendisine öğrettiği kısa salavatı uygulamaya başladı. Bu salavatın bir tanesi yüz bin salavata denk geldiği için üç kez okuyarak, üç yüz bin salavatın sevabını almış oldu. Hem zamanını daha verimli kullanmış, hem de insanların bekleme süresini kısaltmış oldu. Bu olayda, Sultan Mahmud’un ibadetindeki azim ve kararlılığı, Rasulullah’ın kendisine öğrettiği kısa yoldan daha fazla sevap kazanmak için çaba göstermesi ve insanların bekleme sürelerini kısaltmak için çözüm bulma isteği dikkat çekicidir. Gazneli Mahmud’un salavatı, günümüzde de Müslümanlar arasında yaygın bir şekilde okunmaktadır. Özellikle özel günlerde, mescitlerde ve evlerde okunması tavsiye edilmektedir. Bu salavat, Allah’ın sevgili Peygamberi Hz. Muhammed’e ve ailesine salavat getirerek, sevap kazanmaya ve Peygamberimize olan saygımızı ifade etmeye yardımcı olmaktadır. Cübbeli Ahmet Hoca da, birçok konuşmasında ve sohbetinde Gazneli Mahmud’un salavatı hakkında bilgi vermiş ve önemini vurgulamıştır. Özellikle Ramazan ayında yapılan ibadetler arasında, bu salavatın okunmasının önemi konusunda açıklamalar yapmıştır. Sonuç olarak, Sultan Mahmud’un ibadetindeki azim ve kararlılık, Rasulullah’ın öğretilerine olan saygısı ve insanların bekleyiş sürelerini kısaltmak için çözüm arayışı, Müslümanlar için örnek bir davranış sergilemektedir. Gazneli Mahmud’un salavatı da, bu örnek davranışlara uygun olarak, sevap kazanmak ve Peygamberimize olan saygımızı ifade etmek için okunabilecek önemli bir ibadet şeklidir.[/SHORT]
Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp
Picture of İbadet Rehberi
İbadet Rehberi

İlim, Amel ve İhlas; Yaratılış Gayemizi Anlamak ve Anlatmak İçin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yeni ve güncel içerikleri takip etmek için Telegram kanalımıza takılabilirsiniz.
İsmailağa ve Lalegül Dergileri
Cübbeli Ahmet Hoca Sohbetleri
Cübbeli Ahmet Hocanın Kitapları
Sosyal Medya Tasarımları
Telegram Icon Telegram Kanalımıza Katıl