Bilgi İçeriği
ESMÂULLÂHİ'L-HÜSNA YİRMİ ÜÇ VE YİRMİ DÖRDÜNCÜ İSM-İ ŞERÎF »أَلْخَافِضُ« VE »الرَّافِعُ« İSM-İ ŞERİFLERİ İmâm-ı Zerrûk, Mâu'l-'Ayneyn, İmâm-ı Şebrâvî ve Yûsuf-u Nebhânî )Rahimehumüllah)ın beyanları vechile: الْحَافِضُ ism-i şerifi Bir şeyi mertebesinden daha aşağıya indiren" manasına gelir. »الرَّافِعُ ism-i şerîfi ise bunun zıttına olarak "Dilediğini istediği mertebeye yükselten" demektir. Allâh-u Teâlâ dilediği kimselere nimetlerini bahşederek yükseltir, bazılarını da bunun aksine olarak alçaltır. Bu gibi mevzûlar Allâh-u Teʻâlâ'nın sonsuz hikmeti ge- reği vukû bulan olaylardır. »خَافِضُ« ve »رَافِعُ« olan Zat öyle bir Zat'tır ki; kâfirleri şakî kılmakla ve düşmanlarını rahmetinden uzaklaştırmakla alçaltan, müminleri ise mesud kılarak ve dostlarını Ken- disine mânen yakınlaştırarak yüceltendir.Kuşeyrî (Rahimehullah) şöyle buyurmuştur: "Şu iyi bilinmelidir ki, dünyevî hususlarda yükselmek ve alçalmak tamamıyla mecâzendir. Bunların hakikatları ise uhrevî mesele- lerde ortaya çıkmaktadır. Asıl yücelik; güzel ahlak sahibi olmak ve bâtınî meziyetler ka- zanmakla olur. Her kim nefsini temizler ve kalbini Allâh-u Teʻâlâ'nın gayrısından arındı- rırsa işte hakikatte yücelen kişi odur. Her kim de kendisini içindeki kötü fikirlere daldırıp, şehvet ve hevâsının elinde esir olursa işte o kişi de hakîkî mânâda alçalmış olur." Bu ism-i şeriflerin dînî yönden mânâsı; hak yoldan ayrılmak ya da hak yola irşad ol- mak, dünyevî yönden mânâsı ise; makam ve mevkîce yükselmek ya da alçalmak demektir. Alimler bu ism-i şeriflerin manası hakkında şöyle de demişlerdir: "Esmâ-i hüsnâsından bir tanesi )الْحَافِضُ« olan Allah-u Teâlâ, âsîleri, Kendisine karşı büyüklük taslayanları, kibirli küstahları ve zulüm ehlini alçak ve değersiz kılandır. Yine esmâ-i hüsnâsından biri الرافع olan Allâh-u Teâlâ, kullarından dilediğine yüksek dereceler bahşedip, Kendisini sevenlere yardım eden ve onları diğerlerine karşı Üstün kılandır. Her kim Allâh-u Teâlâ'nın esmâ-i hüsnasından birinin »الْحَافِضُ«, diğerinin de الرافِعُ« olduğunu bilirse, o kişi kendisinin hiçbir hâline güvenmez, ilminde ve amelindeki hiçbir duruma îtimad etmez, çünkü bunların hepsi Allâh-u Teâlâ'dan gelmektedir. Bu ism-i şeriflerle Allâh-u Teâlâ'ya mânen yakınlaşmak ise; kulun kendi ruh ta- rafını yüceltmeye çalışması, nefis tarafını alçaltması, Allah-u Teʻâlâ'nın dostlarına yardım etmesi ve Allâh-u Teʻâlâ'nın düşmanlarıyla mücadele etmesiyle hâsıl olur. Bu mânen yakınlaşma; Allâh-u Teâlâ'dan korkmak, O'na güvenmek, O'na şükret- mek ve her halde O'na yönelmekle olur. Bu ism-i şeriflerin ahlâkıyla mütehallık (ahlaklanmış) olmak ise; Allâh-u Teʻâlâ'nın nefis ve hevå (nefsin arzusu) gibi alçak ettiğini alçak etmek, kalb ve ruh gibi yücelttiğini ise yüceltmekle olur. (Imam Zerrük, Şerhu Esmaillâhil husná, sh 54-55; Muhammed Şebravi, Fevaidü'l 'izzi'l-esna fi şerhi esmaillāhi'l-husná, sh: 34; eş-Şeyh Mâu'l-Ayneyn, Fätiku'r-ratk ala Râtiki'l-fetk, sh:324-325, Yūsuf en-Nebhani, Sa'adetu'd-dâreyn, sh:506-507) »الْخَافِضُ« VE »الرَّافِعُ« İSM-İ ŞERİFLERİNİN HAVÂSSI 1( Her kim »الْحَافِضُ ism-i şerîfini hangi niyetle beş yüz kere zikrederse isteği ye- rine gelir. )2( Her kim )الْحَافِضُ ism-i şerîfini bin dörtyüz seksenbir (1481) kere okursa Allâh-u Teâlâ'dan hakkıyla sakınır ve düşmanlarına gâlip gelir. )3( Her kim )الْحَافِضُ ism-i şerîfini bin kere okursa bütün düşmanlarından emin olur. 4) Her kim bu ism-i şerîfi, adedini (ebced hesabı sayısı olan 1481'i) zâlimin isminin sayısına çarparak gece yarısı okursa o zâlim helak olur.)5( Her kim )الْحَافِضُ ism-i şerîfinin zikrine devam ederek bir zâlimin aleyhinde bed- dua ederse derhal müstecab olur. Bir hâkim ve âmirin huzuruna girmek mecbûriyetinde olup da onun tarafından hakåret görmekten, ondan azar işitmekten ve hakârete uğra- maktan korkan kimse )يَا حَافِضُ diyerek o kişinin huzûruna girerse tahkir ve azarlanma- ya mâruz kalmayacağı gibi bilakis iyi ve güzel muâmele görür. 6) Haddini bilmeyen ve gözünü karanlık, zulüm ve kibir bürümüş olan makam sahi- bi azgın bir kimseye aşağıda zikredilecek dua ile beddua edilirse Allâh-u Teâlâ onun lâyık olduğu cezâyı tertip buyurur. Düşmanları kahretmek ve zâlimleri cezalandırmak hususunda gerek »الْحَافِضُ ism-i şerifinin gerek bu faydalı duanın büyük tesiri vardır. Bu dua şöylecedir: بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ، يَا خَافِضُ أَنْتَ الَّذِي خَفَضْتَ رُتَبَ أَهْلِ الْجُحُودِ فِي الدَّرَ كَاتِ وَأَنْتَ الَّذِي تَقْمَعُهُمْ بِقَهْرِكَ وَصِفَاتِكَ الْمَلَاتِ وَأَنْتَ الَّذِي تَعَزَّزُ عَلَيْهِمْ لَمَّا أَوْ جَدْتَهُمْ بِهِ عِنْدَ انْقِسَامِ الْحَسَنَاتِ وَالسَّيِّئَاتِ، أَسْأَلُكَ بِسِرِّ الْأَسْرَارِ فِي قُلُوبِ الْأَبْرَارِ وَالْأَخْيَارِ وَبِنُورِ الْأَنْوَارِ الْمُنْبَسِطِ فِي الْأَقْطَارِ أَنْ تَجْعَلَنِي خَافِضًا لِنَفْسِي وَسِرِي فِي مَقَامِ الْعُبُودِيَّةِ مُتَحَدِّعًا لَكَ عِنْدَ ظُهُورِ النُّزْلَاتِ بِسِرِّ الرُّبُوبِيَّةِ وَارْزُقْنِي حَظًّا وَافِرًا مِنَ الْمَعَارِفِ الْإِلَهِيَّةِ إِنَّكَ سَمِيعُ الدُّعَاءِ قَادِرٌ عَلَى مَا تَشَاءُ يَا رَبَّ الْعَالَمِينَ، اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ بِسِرِّ اسْمِكَ الْحَافِضِ خَفْضَ كُلِّ مَنْ أَرَادَنِي بِسُوءٍ أَوْ كَادَنِي بِكَيْدٍ إِلَى دَرَ كَاتِ الْهَوَانِ وَالنِّسْيَانِ يَا خَافِضَ كُلِّ جَبَّارٍ وَيَا قَاهِرَ عَنُودٍ مَكَارٍ إِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ » )7( )الْحَافِضُ ism-i şerîfini bir kâğıt üzerine yazarak üstünde taşıyan kimse, kendisi- ne düşmanlık besleyen kimselere her hususta gâlip gelir. 8( Her kim الرافِعُ« ism-i şerîfini yetmiş kere zikrederse zâlim ve âsîlerden korunur. )9( Her kim »الرَّافِعُ« ism-i şerîfini üçyüz ellibir (351) kere zikrederse âhirette ka- zanacağı derecelerini düşürecek kötü amelleri işlemekten muhafaza olunur, Allâh-u Teâlâ'ya karşı tevâzu ve muhabbeti artar. 10) Her kim pazartesi günü veya cuma gecesi akşam ya da yatsı namazından sonra yüz kırk (140) kere يَا رَافِعُ diye zikrederse mahlukat içinde kendisine bir heybet bahşedilir ve Allâh-u Teâlâ'dan başkasından korkmaz. 11( Her kim الرافِعُ ism-i şerîfini gecenin sonunda (imsaktan önce) yüz kere zikre- derse Allâh-u Teâlâ kendisine zenginlik nasip eder ve kıymeti artar.12) Her kim aşağıda zikredilecek duayı her gün sabah namazından sonra üç defa okumaya devam ederse kıymeti yüce ve derecesi yüksek olur. O kişi insanlar katında sözü dinlenen bir kimse olur. Bu ism-i şerîfin bereketiyle o kişiye Allâh-u Teʻâlâ tara- fından dünya ve âhirette yüksek makamlar ihsan edilir. Bu dua şöylecedir: بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ ، اَللَّهُمَّ أَنْتَ الَّذِي رَفَعْتَ الْأَنْبِيَاءَ وَالْأَوْلِيَاءَ بِنُورِكَ الْأَبَى وَأَنْتَ الَّذِي كَمَّلْتَ نُفُوسَ أَهْلِ الْمَحَبَّةِ وَالْوِدَادِ بِسُبْحَاتِ وَجْهِكَ وَجَنَابِكَ الْأَعْلَى وَأَنْتَ الَّذِي تُظهِرُ التَّعَبُدَ وَالتَّجَرُّ دَ فِي قُلُوبِ أَوْلِيَائِكَ لِلْإِحَاطَةِ بِعَوَالِمِ الْأَشْيَاءِ وَأَنْتَ الَّذِي رَفَعْتَ دَرَجَاتِ الْعِرْفَانِ وَقَدْرَ أَهْلِ الْعِرْفَانِ وَالْإِيمَانِ عِنْدَ انْفِسَاحَ الظُّلُمَاتِ وَظُهُورِ سِرِّ الْاِجْتِلَاءِ، أَسْأَلُكَ بِسِرِّ الْكَافِ وَالنُّونِ وَسِرِّ أَسْرَارِ الْعِلْمِ وَبِسِرِّ مَعَانِي النُّونِ بِمَكْنُونَاتِ حُرُوفِ الْخَفْضِ فِي الرَّفْعِ الْمُوجِبَةِ أَجْرًا غَيْرَ مَمْنُونٍ وَبِسِرِّ ضَمَائِرِ دَوْرِ النَّفْعِ عِنْدَ انْكِشَافِ الْحُكْمِ الْمَصُونِ أَنْ تَرْفَعَ مُشَاهَدَتِي عَنِ الْمَحْسُوسَاتِ وَإِرَادَتِي عَنْ نَعِيمِ الشَّهَوَاتِ وَارْفَعْنِي إِلَيْكَ عَلَى أَكْمَلِ الْحَالَاتِ وَتَبْدِيلِ السَّيِّئَاتِ، أَسْتَلُكَ اللَّهُمَّ أَنْ تَجْعَلَنِي مُتَذَلَّلًا بَيْنَ يَدَيْكَ فِي الدُّنْيَا مَعَ كَمَالِ الْعِلْمِ وَالْعِبَادَةِ مُقْبِلًا عَلَيْكَ فِي الْعُقْبَى عِنْدَ بَسْطِ أَنْوَارِ السَّعَادَةِ وَالسّيَادَةِ وَ سَاجِدًا لَكَ فِي مَقَامِ إِرَادَتِي مُلْتَبِسًا بِنُورِ الْحِكْمَةِ . (Yûsuf ibni İbrâhîm, Kazâu'l-hâcât, sh:29; eş-Şeyh Mâu'l-Ayneyn, Fâtiku'r-ratk alâ Râtiki'l-fetk, sh:325; İmâm-ı Zerrûk, Şerhu Esmâillâhi'l-hüsnâ, sh:54-55; Muhammed Şebrâvî, Fevaidü'l 'izzi'l-esnâ fi şerhi esmaillâhi'l-hüsnâ, sh:34; Yûsuf en-Nebhânî, Sa'adetü'd-dâreyn, sh:506-507; Seyyid Süleyman el-Hüseynî, Kenzü'l-havâs, sh:1/79-80, 3/189-190)
Bir Yanıt
Allah razı olsun güzel bilgiler için.