Bilgi İçeriği YİRMİNCİ İHTİYAT (Bir Senelik Kaçırılan Amellerin Telafisi İçin Aşûrâ Günü Salih Ameller İşlemek) Yirminci ihtiyat; bir sene boyunca kaçırmış olduğu hayırlı (ve fazîletli) amelleri telafi etmek için Aşûrâ Günü'nü oruç tutarak, namaz kılıp sadaka vererek ve kendisi hakkında yapması takdir edilen diğer sâlih amelleri işleyerek ge- çirmesi, (ameller hususunda ihtiyatlı davranmak isteyen) kişi için en lâyık olan bir davranıştır. Zira şüphesiz Aşûrâ Günü Allâh-u Teâlâ dünyayı, ehline yeniden bağışlamıştır. Nitekim Rabbimiz Nûh (Aleyhisselâm)ın kav- mine gazap edince dünya ehlinin tümünü boğa- rak helâk etmiştir. Ancak Nûh (Aleyhisselâm)ın gemisinde bulu- nanları kurtarmıştır. Azap gidip rahmet gelince: "(Gemiden inme zamanı gelince) buyrul- du ki: 'Ey Nâuh! Sana ve seninle birlikte olan ümmetlere /seninle birlikte bulunanlardan (tü- reyip var) olacak bir takım (Müslüman) üm- metlere/ Bizden bir selam (boğulmak gibi âfetlerden kurtuluş ve) selamet/ ve (hem neslin, hem de rızkın hususunda) bereketler(e maddî- mânevî bolluklara nâiliyet) ile (o gemiden) in. (Senin neslinden gelecek) birtakım (kâfir) ümmetler ise, ileride onları (bir zaman bol rızık- larla) rahatça yaşatacağız, sonra da (âhirette) pek acı verici büyük bir azap Bizim tarafı- mızdan onlara dokunacaktır." (Hûd Sûresi:48) Böylece Allâh-u Teâlâ dünyayı selamet ve bereketle yeniden halkına iade etmiştir. Artık her kim o gün hayır amellerinden her- hangi birini işlerse o amel mutlaka selamet ve bereketle dolar ve o sayede kişi sene boyunca kaçırmış olduğu hayırlara yetişmiş olur. Âşûrâ Günü Allâh-u Teâlâ'nın Firavun'a karşı Mûsâ (Aleyhisselâm)a yardım ettiği (Kur'ân-ı Kerîm'de "Yevmü'z-zîne /zînet ve süs günü/" diye geçen) zînet günüdür. Abdullah ibni Amr (Radıyallâhu Anhümâ)nın şöyle dediği rivâyet olunmuştur: عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا أَنَّهُ قَالَ: مَنْ صَامَ يَوْمَ عَاشُورَاءَ أَوْ تَصَدَّقَ أَدْرَكَ مَا فَاتَهُ فِي تِلْكَ السَّنَةِ.» "Her kim Âşûrâ Günü oruç tutarsa ya- hut sadaka verirse o sene boyunca kaçırmış olduklarına (tutamadığı nafile oruçların ve ve- remediği sadakaların sevabına) yetişmiş olur." (Ebû Abdillah Muhammed ibni Ali ibni Hasen el- Hakîmü't-Tirmizî, Kitâbü'l-İhtiyâtât, no:20, sh:82; Deylemî; Ali el-Müttakî, Kenzü'l-'ummâl, no:24255)